https://hasaud.com/index.php/pub/issue/feedHALK SAĞLIĞI ARAŞTIRMA VE UYGULAMALARI DERGİSİ2025-05-01T16:18:18+03:00Editoreditor@hasaud.comOpen Journal Systems<p><strong>Halk Sağlığı Araştırma ve Uygulamaları Dergisi (ISSN: 3023 - 557X)</strong>, Halk Sağlığı Uzmanları Derneği tarafından yayınlanan hakemli bir dergidir.</p> <p>Dergi yılda 3 kez çevrimiçi olarak yayınlanmaktadır.</p> <p><strong>Halk Sağlığı Araştırma ve Uygulamaları Dergisi</strong>, halk sağlığını ilgilendiren tüm konu ve alanlardaki çalışmaların yayımlanmasını ve alandaki gelişmelerin ve yeni bilgilerin hızlı bir şekilde iletilmesi için bir ortam sağlamayı amaç edinmiştir.</p> <p>Dergi, açık erişimli, ulusal, çift kör hakemli bir dergidir.</p> <p><strong>Halk Sağlığı Araştırma ve Uygulamaları Dergisinde,</strong> Türkçe makaleler yayımlanmaktadır. </p> <p><strong>Halk Sağlığı Araştırma ve Uygulamaları Dergisi</strong>, yayın sürecinde herhangi bir makale işlem ücreti almamaktadır.</p>https://hasaud.com/index.php/pub/article/view/62Küresel Düzeyde Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Raporu 2024 Özeti2025-02-18T10:34:58+03:00Pelin Şavlı Emiroğlupelinmestan@gmail.comAhmet Furkan Sünerfurkanafs@hotmail.comEcenur Yağcıtopal.ece38@gmail.comEsra Çiçekesracicekakademik@gmail.comŞeyma Yüsra Soğandayusrasoganda@gmail.comEsra Çınar Tanrıverdiesracinart@yahoo.comAslı Davasaslidavas@gmail.comTürkan Günaytgunay64@gmail.comŞevkat Bahar Özvarışsevkatozvaris@gmail.comAyşe Akınayseakin@gmail.com<p>Cinsiyet eşitliği, herhangi bir cinsiyetten bireylerin hem kamusal hem de özel ortamlarda eşit haklara ve fırsatlara sahip olması gerektiği fikridir. Bu makale, Küresel Cinsiyet Uçurumu Raporu (GGGR) 2024'ten alınan verileri özetlemektedir.</p> <p>GGGR 2024'teki 146 ülkenin tamamında cinsiyet uçurumunun yalnızca %68,5'i kapatılmış olup, küresel cinsiyet eşitliğinin 134 yılda sağlanabileceği tahmin edilmektedir. Henüz hiçbir ülke tam eşitliğe ulaşmamış olsa da, %93,5'lik bir puanla cinsiyet eşitsizliğini en çok kapatan ülke İzlanda'dır. Alt endekslerin analizi, cinsiyet eşitsizliklerinin sağlık, hayatta kalma ve eğitime erişim alanlarında büyük ölçüde kapatıldığını ortaya koymaktadır. Ancak, ekonomik katılım ve fırsatlar ile siyasi güçlendirmede önemli uçurumlar devam etmektedir.</p> <p>Türkiye, 2006'da GGGR'de 105. sırada yer alırken, 2024'te 127. sırada ve Avrupa bölgesinde son sırada yer almaktadır. Bölgedeki 40 ülke arasında, işgücüne katılımda cinsiyet eşitsizliğinin %50'den azının azaltıldığı tek ülke Türkiye iken, 27 ülke bu göstergede %80'den fazla eşitlik sağladı.</p> <p>Sonuç olarak, rapor 146 ülkenin hiçbirinin cinsiyet eşitsizliğini tamamen kapatamadığını gösteriyor. Eşitliğe ulaşmak için cinsiyet eşitliğini önceliklendiren planlar ve politikalar geliştirmek gerekiyor. Cinsiyete dayalı şiddeti önlemek, kadınların karar alma mekanizmalarına daha fazla dahil olmasını sağlayacak yasal düzenlemeler yapmak, kadınların ekonomik hayata katılımını desteklemek ve siyasi temsiliyetini artırmak hedefe ulaşmada kritik önem taşıyor<strong>.</strong></p> <p> </p>2025-05-02T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 HALK SAĞLIĞI ARAŞTIRMA VE UYGULAMALARI DERGİSİhttps://hasaud.com/index.php/pub/article/view/65Manisa’da Aile Sağlığı Merkezlerine Başvuran Bireylerin Güneşin Zararlı Etkilerine İlişkin Bilgi ve Davranışlarının Değerlendirilmesi2025-02-28T15:41:23+03:00İlknur Oruç Özdemirilknuroruc7@gmail.comBerna Bilgin Şahindrbernabilgin@gmail.comGülşen Alkanalkangulsen98@gmail.comHarun Sami Ergündr.harunergun@gmail.comHilal Kökçühilalkokcu2@gmail.comSami Gönülcansamignlcn@hotmail.comGülsüm Tekingulsumtekin4748@gmail.comGülce Ersoygulceersoy@me.com<p>Manisa’da seçilen aile sağlığı merkezlerinde 18 yaş ve üstü bireylerin güneşin zararlı etkileri ve korunma yollarıyla ilgili bilgi ve davranışlarını saptamaktır. Kesitsel tipteki araştırma için örnek büyüklüğü 350 kişi olarak belirlenmiştir. Çalışmanın bağımlı değişkenleri “18 yaş ve üstü bireylerde güneşin zararlı etkileri hakkındaki bilgi düzeyi ve güneş ışınlarından korunma durumu”, bağımsız değişkenleri; sosyodemografik özellikler, yaşam biçimi özellikleri, kronik hastalık ve cilt hastalığı varlığı, deri tipi, güneş yanığı geçirme durumu, güneşten korunmadaki tutumu, güneş ışınlarından kendini korumayla ilgili davranışları (güneş gözlüğü takma, güneş kremi kullanma vb. gibi), çocuk sahibi olanlar için çocuklarını güneşten koruma metotlarıdır. Veriler SPSS 23.0 istatistik paket programı ile değerlendirilmiş, Tip 1 hata değeri 0,050 kabul edilmiştir. Araştırma grubunun %54,60’ının güneşin zararlı etkileri hakkındaki bilgi düzeyi yeterli, bilgi puan ortalaması 12,63± 5,48, Güneşten Korunma Davranış Ölçeği toplam puan ortalaması 23,19±6,08 bulunmuştur. Çok değişkenli analizlerde erkek olmak, daha düşük eğitim düzeyine sahip olmak, alt sosyal sınıfta olmak, güneşten korunmakla ilgili tutumu kötü olmak, hiç güneş yanığı olmaması, koyu tenli olmak güneşten korunma bilgi durumu açısından; yaşın daha genç olması, erkek olmak, evli olmak, güneşten korunmakla ilgili tutumu kötü olmak, güneşten korunma davranışı açısından daha risklidir. Araştırma grubunun yarısının güneşin zararlı etkileri hakkında bilgi düzeyi yetersiz bulunmuş ve arttırılması gerekmektedir. Bunun için de toplumda görsel ve işitsel medyadan faydalanılabileceği gibi birinci basamak sağlık kuruluşlarında kişilere ve topluma yönelik eğitimler düzenlenmeli, yaz dönemlerinde hatırlatıcı uyarılarda bulunulmalıdır. Yapılan bu çalışmalarda erkekler öncelenebilir. Özellikle çocukluk çağında güneş ışını maruziyetinin önemi düşünüldüğünde okullarda ve birinci basamakta verilecek eğitimler uygun tutum ve davranışların gelişiminde önemli rol oynayacaktır.</p>2025-05-01T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 HALK SAĞLIĞI ARAŞTIRMA VE UYGULAMALARI DERGİSİhttps://hasaud.com/index.php/pub/article/view/64Manisa’da Kentsel Bir Bölgede 65 Yaş ve Üzeri Bireylerde Düşme Sıklığı ve Düşmeyi Etkileyen Faktörler2025-02-13T21:39:42+03:00Berna Bilgin Şahindrbernabilgin@gmail.comZeynep Öykü Öztürkzeynepozturk@gmail.comAkasya Unanakasyaunan@gmail.comAleyna Karadağaleyna@gmail.comAli Emre Çetinaliemre@gmail.comAmine İrem Ağartıoğluamine@gmail.comBarış Akarcabaris@gmail.comArzu İldem Neçarenecare@gmail.com<p>65 yaş ve üzeri bireylerdeki yaşam kalitesini ve mortaliteyi etkileyen en önemli faktörlerden biri düşmedir. Yaşlılarda düşmeye neden olan çeşitli faktörlerden önemli bir kısmı önlenebilir olduğundan, risk faktörlerinin saptanması, önlemler alınması, yaşlıların ve beraber yaşadığı ya da bakımından sorumlu olan kişilerin farkındalıklarının arttırılması düşme sıklığının azaltılması açısından önemlidir. Bu araştırmanın amacı; Manisa ilinde kentsel bölgede yaşayan yaşlı bireylerin düşme sıklığı, düşme riski sıklığı ve bunu etkileyen faktörleri ortaya koymaktır. Araştırma toplum tabanlı ve kesitsel tiptedir. Manisa merkezde bulunan üç mahallede yürütülmüştür. Araştırmanın örnek büyüklüğü 2832 kişilik evren üzerinden %93 güven düzeyinde, %28.5 prevalans ve %5 hata payı ile, desen etkisi 1.45 alınarak alınarak Epi Info programında 222 kişi olarak hesaplanmıştır. Küme örneklem yöntemi kullanılmış ve katılım oranı %56.0’dır. Araştırmanın bağımlı değişkenleri; son bir yıl içinde düşme varlığı ve düşme riskidir. Düşme riski “Aachen Düşme Önleme Ölçeği” kullanılarak belirlenmiştir. Araştırmanın bağımsız değişkenleri ise; sosyodemografik özellikler, hane özellikleri, yaşam biçimi özellikleri ve sağlık durumu ile ilgili değişkenlerdir. Araştırma grubunun yaş ortalaması 72±7.17 ‘dir ve %61.7’si kadındır. Son altı ay içinde düşme sıklığı %27.5 iken, son bir yıl içinde %47.3 ve tekrarlayan düşme sıklığı ise %36.1’dir. Araştırma grubunun %37.8’i düşme riski altındadır. Yaş, ortopedik hastalık varlığı ve kullanılan ilaç sayısı düşmeyi en çok etkileyen faktörler olup; bunlara ek olarak hane içi merdiven varlığı ve Vücut kitle indeksi düşme riski üzerinde en etkili değişkenlerdir. Toplumumuzda her 2 yaşlıdan birisi 65 yaşından sonra en az bir kere düşmektedir. Bu düşen bireylerin %59.6’ sı 75 yaş ve üzeridir. Düşmeyi ve düşme riskini arttıran faktörler arasında bulunan çoklu ilaç kullanımı, ortopedik hastalık varlığı ve yüksek vücut kitle indeksine sahip olma gibi durumlar birinci basamak sağlık kuruluşunda değerlendirilmelidir. Aile hekimleri tarafından yaşlı bireylerin kronik hastalıkları düzenli olarak takip edilmeli ve kullandığı ilaçlar düzenlenmeli gerekli durumlarda bir üst basamağa yönlendirilmelidir.</p>2025-05-01T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 HALK SAĞLIĞI ARAŞTIRMA VE UYGULAMALARI DERGİSİhttps://hasaud.com/index.php/pub/article/view/63Manisa’da Kentsel/Yarıkentsel İki Bölgede 18-64 Yaş Bireylerde Uyku Kalitesinin Değerlendirilmesi ve İlişkili Faktörler2025-04-17T11:17:28+03:00İlknur ORUÇ ÖZDEMİRilknuroruc7@gmail.comMithat TEMİZERmithattemizer@hotmail.comMustafa SEVİNÇmustafa.sevinc2604@gmail.comAnıl SEZERsezeranil00@gmail.comErdem AKPARAerdemakpara@gmail.comElif Senem ÖZERsenemozer240@gmail.comÖzüm KILIÇkilicozum@gmail.comMustafa Samed AKYILDIZmustafaakyildiz43@hotmail.com<p><strong>Amaç: </strong>Manisa’da kentsel/ yarı kentsel iki bölgede 18-64 yaş arası bireylerde uyku kalitesini değerlendirmek ve etkileyen faktörleri saptamak.</p> <p><strong>Yöntem:</strong> Kesitsel tipteki araştırma için örnek büyüklüğü 490 kişi olarak belirlenmiştir. Çalışmanın bağımlı değişkeni 18-64 yaş aralığındaki bireylerde uyku kalitesidir. Bunu ölçmek için Pittsburg Uyku Kalite İndeksi (PUKİ) kullanılmıştır. Çalışmanın bağımsız değişkenleri bireylerin yaş, eğitim düzeyi, medeni durum, gelir gibi sosyodemografik özellikleri, kronik hastalık durumu, tanı alınmış psikiyatrik hastalık varlığı, tanı almış uyku hastalığı varlığı, sigara ve alkol kullanımı, günlük çay ve kahve tüketimi, ortamdaki ses ve ışık varlığı gibi faktörlerdir. İstatistiksel analizler için SPSS 23.0 (Statistical Package for the Social Sciences) istatistik programı kullanılmıştır. Tip 1 hata değeri 0.05 kabul edilmiştir.</p> <p><strong>Bulgular: </strong>Çalışmamızda, 18-64 yaş arası yetişkinlerin PUKİ’ye göre %54,7’sinin kötü uyku kalitesine sahip olduğu bulunmuştur. Çok değişkenli analizlerde stres düzeyinin yüksek olması, kadın cinsiyette olmak, yatak konforunun kötü olması ve evli olmamak uyku kalitesi açısından risklidir.</p> <p><strong>Sonuç:</strong> Araştırma grubunun yarısından fazlası kötü uyku kalitesine sahiptir. Toplumun uyku kalitesini artırmak ve ideale ulaştırmak amacıyla birçok girişim planlanmalıdır. Özellikle birinci basamak olmak üzere tüm sağlık kuruluşlarında evli olmayanlar ve kadınlar öncelenerek tüm bireylerin uyku kalitesinin artırılmasının mümkün olması için uyku hijyeni eğitim ve önerileri verilerek bu konuda kişilerin bilgi düzeyini yükseltilebilir ve genel itibariyle günlük hayattan alınan verim artırılabilir.</p>2025-05-01T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 HALK SAĞLIĞI ARAŞTIRMA VE UYGULAMALARI DERGİSİhttps://hasaud.com/index.php/pub/article/view/61Sahada Çalışan Halk Sağlığı Profesyonellerinin Fark Edilme(me) Durumları2025-02-12T16:28:02+03:00Ahmet Önder Porsukonderporsuk@gmail.com<p>Sahada çalışan ve Halk Sağlığı Bilim Alanında lisansüstü düzeyde eğitim almış meslek profesyonellerinin bazıları çalışma şartlarından memnun olduklarını beyan etmektedirler. Buna karşın, bazıları da özellikle aldıkları eğitimi çalışma hayatlarına yansıtamamaktan kaynaklanan memnuniyetsizlik halindedirler. Hatta bazıları mesleki profesyonelliklerinin “yok sayılarak” herhangi bir sağlık çalışanı olarak görüldüklerinden yakınmaktadırlar. Sağlık sistemimizin yapılanması da bu insanları yok saymaya müsaittir. Burada bir kötü niyet olmasa dahi, çoğu sağlık kurumu yöneticisi kendi kurumunda çalışan Halk Sağlığı Uzmanları dışındaki halk sağlığı profesyonellerinin farkında bile olmayabilir. Kişisel değerlendirmemize göre bu durumun en önemli sebebi, Halk Sağlığı Profesyonellerinin eğitimlerinin, bilgi ve becerilerinin sağlık camiasında yeterince bilinmemesidir. Bu yazının amacı sahada çalışan Halk Sağlığı Profesyonellerinin farkında olunmamaktan kaynaklanan durumlarını ve sorunlarını tartışmaktır.</p>2025-05-01T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 HALK SAĞLIĞI ARAŞTIRMA VE UYGULAMALARI DERGİSİhttps://hasaud.com/index.php/pub/article/view/60Sultanbeyli Meme Kanseri Farkındalığı Geliştirme Projesi: Eğitici Eğitimi Kursu2025-01-24T12:35:32+03:00Ayşe Nilüfer Özaydınnozaydin@gmail.comMehmet Akif Sezerolmasezerol@gmail.comFatma Burcu Doğançfbmentese@hotmail.com<p>Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı’nın verilerine göre meme kanseri, kadınlarda en sık görülen kanser türü olup, dünya genelinde kansere bağlı ölümlerde önemli bir yer tutmaktadır. Türkiye’de meme kanseri insidansı artış göstermiş; 1993’te yüz binde 24 olan, 2020’de yaklaşık yüz binde 50’ye yükselmiştir. Erken tanı, meme kanseri tedavisinde başarı oranını artıran kritik bir unsurdur. Bu bağlamda, kendi kendine meme muayenesi (KKMM), klinik meme muayenesi (KMM) ve mamografi gibi tarama yöntemlerinin düzenli uygulanması önem taşır. Türkiye’de, 40-69 yaş grubundaki kadınları hedefleyen Ulusal Meme Kanseri Tarama Programı, farkındalık eksikliği ve tarama katılım oranlarının düşük olması gibi sorunlarla karşı karşıyadır. Sultanbeyli ilçesi, sosyo-ekonomik olarak dezavantajlı bir bölge olduğundan ve meme kanseri tarama programlarına erişimde zorluklar yaşandığından, “Meme Kanseri Farkındalığını Artırma Projesi” için pilot bölge olarak seçilmiştir. Proje Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı ve Sultanbeyli İlçe Sağlık Müdürlüğü tarafından ortak hazırlanmış, Meme Sağlığı Derneği tarafından desteklenmiş ve GILEAD firmasının 2024-2025 dönemi proje yarışmasında desteklenecek proje olarak seçilmiş ve uygulanmaya başlanmıştır. Proje, 2024-2025 döneminde uygulanmakta olup, kadınların meme sağlığı konusunda bilinçlendirilmesini, erken tanı yöntemlerinin yaygınlaştırılmasını ve mamografi taramalarına katılımın artırılmasını hedeflemektedir. Proje süresi içinde 1200 kadına ve 100 aile hekimine meme sağlığı eğitimi verilmesi planlanmaktadır. Proje kapsamında, söz edilen eğitimlerde eğitici olarak görev alacak İlçe Sağlık Müdürlüğü’ne bağlı sağlık çalışanlarının standart ve etkin eğitim verebilmeleri için Sultanbeyli İlçe Sağlık Müdürlüğü’nde bir eğitici eğitimi düzenlenmiştir. Katılımcılar, meme sağlığı, risk faktörleri yanında standart bir meme muayenesi yapabilme becerisi kazanmış ve bunu başkalarına etkili olarak öğretebilmeleri için olumlu eğitim ortamı hazırlama, eğitimin giriş, gövde ve özetini yetişkin eğitimi kurallarına uygun olarak hazırlayabilme, sunabilme, demonstrasyon ve koçluk becerileri yetkinlikleri de edinmişlerdir. Eğitim sırasında meme maketleri ve öğrenim-değerlendirme rehberleri kullanılarak, uygulamalı çalışmalar yapılmıştır. Eğitimin etkinliği, katılımcıların bilgi ve beceri kazanımları üzerinden değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, toplumsal farkındalık oluşturma ve erken teşhis oranlarını artırma hedefleriyle hazırlanan bu proje, hem sağlık profesyonellerini hem de kadınları kapsayan bütüncül bir yaklaşım sergilemektedir.</p>2025-05-01T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 HALK SAĞLIĞI ARAŞTIRMA VE UYGULAMALARI DERGİSİhttps://hasaud.com/index.php/pub/article/view/66Çağlar Boyunca Dünyada Tüberküloz Seyri ve Mücadelesi2025-03-28T02:39:39+03:00Nazan Savaşdrnazansavas@gmail.comLütfü Savaşlütfüsavas@gmail.com<p>Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Küresel Tüberküloz Raporu-2024’de; yüzyıllarca en ölümcül enfeksiyon hastalığı olan tüberkülozun (TB) son 200 yılda bir milyar kişinin ölüme neden olduğu, COVID-19 pandemisinden sonra tek kaynaklı bulaşıcı hastalığa bağlı ölüm nedenleri sıralamasındaki ilk sıradaki eski yerine 2023 yılında geri döndüğü, çok ilaca dirençli TB’un hala önemli bir halk sağlığı sorunu olduğu açıklanmıştır. Yaşanan savaşlar, göçler, HIV ve COVID-19 pandemileri, eşitsizlikler, yetersiz politik kararlılıklar, yetersiz kaynak ayrılmaları, yetersiz ARGE faaliyetleri ve tüm bu durumların yönetilmesindeki sorunlar TB’un insidansında ve fatalitesinde önemli birer etken olmuştur. Bu derlemede TB hastalığının insanlık tarihi boyunca dünyadaki seyri ve mücadelesi kronolojik olarak sunulmuştur. Hastalığın anlaşılmasında ve mücadelesinde önemli katkılar sağlayan bilim insanları ve çalışmaları, ülke yönetimlerinin yaklaşımları, DSÖ stratejileri ve uygulamaları, Birleşmiş Milletler toplantı ve kararları özetlenmiştir. Tüberkülozla mücadelede hastalığın sık görüldüğü geri kalmış ülkelerdeki finansman sorunu, ülkelerdeki üst düzey liderlerin tutumu, yeni tarama yöntemleri ve aşılar, çok ilaca dirençle mücadelede yeni geliştirilen ilaçlar açıklanmıştır.</p>2025-05-01T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 HALK SAĞLIĞI ARAŞTIRMA VE UYGULAMALARI DERGİSİhttps://hasaud.com/index.php/pub/article/view/67İş Sağlığı ve Güvenliğine Çoklu Bakış 2025-04-09T10:53:40+03:00Metin Pıçakçıefemetinpicakciefe@hotmail.com<p>İş sağlığı ve güvenliği (İSG), iş yerinde veya iş yerinden kaynaklanan, çalışanların sağlığına ve refahına zarar verebilecek tehlikelerin öngörülmesi, tanınması, değerlendirilmesi ve kontrol edilmesi bilimi olarak tanımlanır. Bu çalışmada; İSG ile ilgili bazı temel tanım ve kavramlar, tarihçe, temel ilkeler, amaçlar, ulusal politikalar, çalışma ortamında bulunan risk etkenleri, çalışma koşulları, mevzuat ve önleyici sağlık ve güvenlik kültürü “iş sağlığı ve halk sağlığı” bakış açısıyla incelenmiştir.</p> <p><strong>Anahtar kelimeler:</strong> İş sağlığı, İş güvenliği, İlkeler, Riskler, Çalışma koşulları</p>2025-05-01T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 HALK SAĞLIĞI ARAŞTIRMA VE UYGULAMALARI DERGİSİ