https://hasaud.com/index.php/pub/issue/feedHALK SAĞLIĞI ARAŞTIRMA VE UYGULAMALARI DERGİSİ2025-01-08T22:50:14+03:00Editoreditor@hasaud.comOpen Journal Systems<p><strong>Halk Sağlığı Araştırma ve Uygulamaları Dergisi (ISSN: 3023 - 557X)</strong>, Halk Sağlığı Uzmanları Derneği tarafından yayınlanan hakemli bir dergidir.</p> <p>Dergi yılda 3 kez çevrimiçi olarak yayınlanmaktadır.</p> <p><strong>Halk Sağlığı Araştırma ve Uygulamaları Dergisi</strong>, halk sağlığını ilgilendiren tüm konu ve alanlardaki çalışmaların yayımlanmasını ve alandaki gelişmelerin ve yeni bilgilerin hızlı bir şekilde iletilmesi için bir ortam sağlamayı amaç edinmiştir.</p> <p>Dergi, açık erişimli, ulusal, çift kör hakemli bir dergidir.</p> <p><strong>Halk Sağlığı Araştırma ve Uygulamaları Dergisinde,</strong> Türkçe makaleler yayımlanmaktadır. </p> <p><strong>Halk Sağlığı Araştırma ve Uygulamaları Dergisi</strong>, yayın sürecinde herhangi bir makale işlem ücreti almamaktadır.</p>https://hasaud.com/index.php/pub/article/view/55Tıp fakültesi öğrencilerinin akıllı telefon bağımlılığının değerlendirilmesi2024-12-09T10:46:44+03:00Gözde Öztürkgozde.ozturk94@hotmail.comNeriman Aydınneriman_aydin@yahoo.comElif Okşan Çalıkoğlucalikogluoksan@yahoo.com<p>Gençler arasında akıllı telefon kullanımı oldukça yaygındır. Akıllı telefonların aşırı kullanımı fiziksel ve psikolojik birtakım problemleri beraberinde getirmektedir. Bu çalışmamızda Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencilerinde akıllı telefon bağımlılık düzeylerinin irdelenmesi amaçlanmaktadır. Araştırma kesitsel özelliktedir. Araştırmanın evrenini 2023-2024 Eğitim-Öğretim yılı Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi 1. ve 6. sınıfta öğrenim gören 505 öğrenci oluşturmaktadır. Çalışmaya katılan öğrencilere gönüllülük esasına göre anket uygulanarak 420(%83,17) öğrenciye ulaşılmıştır. Oluşturulan anket formu iki bölümdür. Birinci bölümde öğrencilerin sosyodemografik özellikleri sorgulanmış, ikinci bölümde 2014 yılında Demirci K. ve arkadaşları tarafından Türkçe geçerlilik ve güvenilirlik çalışmaları yapılan Akıllı Telefon Bağımlılık Ölçeği (ATBÖ) uygulanmıştır. Tanımlayıcı istatistikleri belirtmek için ortalama, standart sapma, minimum-maximum değerler kullanılmıştır. Analizlerde ise Student-t testi, Pearson Korelasyon Analizi kullanılmıştır. p değeri 0,05’in altında olduğunda istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir. Çalışmaya 420 kişi katılmıştır. Çalışmaya katılan öğrencilerin ATBÖ’den aldığı ortalama puan 88,93±24,09 olmuştur (min:33 max:191). Yaş ve akıllı telefona sahip olunan süre(yıl) ile ölçekten alınan puan arasında pozitif yönlü, zayıf bir korelasyon olduğu saptanmıştır. Boş vakitlerini internette gezinti yaparak ve bilgisayar oyunu oynayarak değerlendirenlerin bağımlılık puanı daha yüksek, kitap okuyarak geçirenlerin bağımlılık puanı ise daha düşük olarak hesaplanmıştır. Herhangi bir sosyal paylaşım sitesine üye olmak akıllı telefon bağımlılık ölçeğinden daha yüksek puan alınmasına sebep olmuştur. Akıllı telefonların günlük hayatımızı kolaylaştırdığı gerçeği yanı sıra bağımlılık yapıcı etkisi olduğu unutulmamalı, akıllı telefon bağımlılığının önüne geçebilmek için toplumumuz akıllı telefon kullanımı konusunda bilinçlendirilmelidir.</p>2025-01-09T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 HALK SAĞLIĞI ARAŞTIRMA VE UYGULAMALARI DERGİSİhttps://hasaud.com/index.php/pub/article/view/57Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi 6. sınıf öğrencilerine yönelik şiddet ve nedenleri2024-12-18T11:33:55+03:00Gamze Demiraygamzedemiray07@gmail.comMehmet Güneşmehmetgunes8187@gmail.comGalip Ekuklugalipekuklu@trakya.edu.trEmine Gökçen Selçukegokcenselcuk@trakya.edu.tr<p>Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre şiddet, günümüzün önemli halk sağlığı sorunlarından biridir. Türkiye’de, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olayları son yıllarda belirgin bir artış göstermekte olup eğitimlerinin son yılındaki tıp öğrencileri de bu artıştan etkilenmektedir. Bu çalışmanın amacı; Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi 6. Sınıf Öğrencilerine yönelik şiddetin boyutu ve nedenlerinin incelenmesidir. Tanımlayıcı ve kesitsel tipteki araştırmada, araştırmacılar tarafından geliştirilen 52 soruluk anket formu kullanılmıştır. Çalışmaya katılan 115 öğrenciden % 54,8’i kadın ve % 2,6’sı evlidir. Çalışmaya katılan öğrencilerin 63’ü (% 55) şiddete uğradığını belirtmiştir. Şiddete uğrayanların % 5’i şikayette bulunmuş, % 63’ü ise şiddet durumunda nereye başvurmaları gerektiğini bilmediğini belirtmiştir. Beyaz kod uygulamasını bilmeyenlerin oranı % 12’dir. Öğrencilere sağlık çalışanlarının hangi durumlarda şiddeti hak edebileceği sorulduğunda; % 4’ünün “sağlık çalışanının kasıtlı olarak hastaya zarar vermesi veya hastaya şiddet uygulaması” durumunda şiddetin hak edebileceğini söylemesi çarpıcıdır. Öğrencilerin şiddete maruz kalma durumları; cinsiyet, medeni hal, okulu uzatma durumu ve yaşadığı yer ile ilişkisiz bulunmuştur (p>0,05). Katılımcıların yarıdan fazlası öğrencilikleri süresince şiddetin herhangi bir türüne maruz kalmıştır. Şiddet sonrası her üç öğrenciden ikisi şiddet durumunda nereye başvurması gerektiğini bilmemektedir. Sağlıkta şiddet konusunda mevzuat düzenlemelerinin ve yaptırımların gerçekleşmesi ile halkın bu konuda eğitilmesi öncelikli önerileridir.</p>2025-01-08T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 HALK SAĞLIĞI ARAŞTIRMA VE UYGULAMALARI DERGİSİhttps://hasaud.com/index.php/pub/article/view/52Edirne il merkezindeki bir kamu hastanesinde hemşirelerin COVID-19'dan korunma bilgileri ile izolasyon önlemlerine uyum ölçeği değerlerini etkileyen kimi faktörlerin belirlenmesi2025-01-03T11:13:48+03:00Aylin Şirin Kökenaylin22sirin@gmail.comGamze Varolgvarol@nku.edu.tr<p>Pandemi sürecinde COVID-19’dan korunmada, yayılmasının önlenmesinde, tanı, tedavi ve tedavi sonrası sürecin takibinde farklı disiplinlere ait sağlık çalışanları görev almıştır. Özellikle hemşirelik mesleği üyeleri diğer enfeksiyon hastalıklarında olduğu gibi COVID-19 pandemisinde de etkin görev alan hemşirelerin iş yükü ve hastalığa yakalanma riskleri artmıştır. Bu nedenle çalışmamızın amacı Edirne il merkezindeki bir kamu hastanesinde çalışan hemşirelerin izolasyon önlemlerine uyumunun ölçülmesi, COVID-19 hastalığından korunma bilgilerinin saptanması ve bunları etkileyen kimi faktörlerin belirlenmesidir. Etik izinleri alınan araştırma kesitsel niteliktedir ve pandemi yoğun bakım servisi, pandemi servisi, acil servis ve diğer servislerden toplam 220 hemşirenin katılımıyla tamamlanmıştır. Katılımcılardan verilerin toplanması amacıyla; demografik bilgi formu, COVID-19 hastalığından korunma bilgi düzeyi değerlendirme anketi ve İzolasyon Önlemlerine Uyum Ölçeği’nden yararlanılmıştır. Anket verileri yüz yüze görüşme tekniği ile 01 Mart - 01 Kasım 2021 tarihleri arasında toplanmıştır. Katılımcıların yaş ortalaması 33,20±8,43’tür, 174’ü (%79,1) kadındır. Katılımcıların %86,4’ü COVID-19 hastalığından korunma önlemlerine ilişkin eğitim aldığını belirtmiştir. Katılımcıların İzolasyon Önlemlerine Uyum Ölçeğinden (İÖUÖ) aldıkları ortalama puan 78,9±8,02’dir. Acil serviste çalışan hemşirelerin diğer üç serviste çalışan hemşirelere göre İÖUÖ toplam ve alt boyutlarından anlamlı olarak düşük puan aldığı saptanmıştır. COVID-19 eğitimi almış hemşirelerin İÖUÖ puanı eğitim almayan hemşirelere göre anlamlı olarak yüksek bulunmuştur. Hastanede görev yapan hemşirelerin COVID-19 izolasyon önlemleri ile ilgili eğitim alması çalışan ve hasta güvenliği açısından hayati önemdedir.</p>2025-01-08T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 HALK SAĞLIĞI ARAŞTIRMA VE UYGULAMALARI DERGİSİhttps://hasaud.com/index.php/pub/article/view/59Tıp fakültesi VI. sınıf öğrencilerinde ekolojik ayak izi farkındalığı2024-12-29T19:52:33+03:00Didem Han Yekdeşdhanyekdes@gmail.com<p class="p1">Küresel çapta ölüm nedenlerinin neredeyse dörtte biri çevre sorunlarına atfedilmektedir. Sağlık çalışanlarının çevre sorunlarına yönelik farkındalıklarının belirlenmesi olası sağlık problemlerinin yönetiminde gereklidir. Bu çalışmanın amacı tıp fakültesi son sınıf öğrencilerinin ekolojik ayak izi farkındalıklarını tespit etmektedir. Araştırma kesitsel bir tasarımda olup, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi 6. Sınıf öğrencilerinde yürütülmüştür. Veri toplama araçları, araştırıcılar tarafından oluşturulan anket formu ve Ekolojik Ayak İzini Azaltma Farkındalık Ölçek (EAİFÖ)’dir. Araştırma grubunun EAİFÖ puan ortalaması 110,7±13,6’dır (minimum: 82,0 maksimum:130,0 ). Erkeklerin, T.C. uyrukluların, Kronik hastalığı olmayanların, Annesi yüksek eğitimli olanların, ulaşımda bireysel araç tercih edenlerin, nadiren ihtiyaç dışı tüketim yapanların, “Atıkları ayrıştırarak atarım” ve “ergene nehri sağlık riski taşır” diyen katılımcıların ölçek toplam puanları diğerlerinden daha yüksek hesaplanmıştır, “Atıkları ayrıştırarak atarım” ve “ergene nehri sağlık riski taşır” diyen katılımcılarda ölçek toplam puanları arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Bu çalışma, tıp fakültesi son sınıf öğrencilerinin ekolojik ayak izi farkındalığının, cinsiyet, ebeveyn eğitim durumu, ulaşım tercihleri, tüketim alışkanlıkları ve çevresel faaliyetlere katılım gibi faktörlere bağlı olarak anlamlı şekilde değiştiğini göstermektedir. Çevresel farkındalığın artırılması için hedeflenmiş eğitim programlarının ve davranış değişikliklerinin önemini vurgulamaktadır.</p>2025-01-08T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 HALK SAĞLIĞI ARAŞTIRMA VE UYGULAMALARI DERGİSİhttps://hasaud.com/index.php/pub/article/view/53Endokrin bozucular ve insan sağlığına zararları2024-10-17T10:38:00+03:00Gülşah Elbükengelbuken@nku.edu.tr<p>Endokrin Bozucu (EB)’lar, hormon sentez ve salınımını etkileyerek endokrin sistemin fonksiyonlarını bozan çeşitli maddelerdir. Sanayi devriminden sonra EB’ların yaygın bir şekilde kullanımı sonrası 1930’lardan beri özellikle sanayi atıkları ve çevresel kirleticiler ile ilişkili olarak EB’ların insan sağlığı üzerine oluşturdukları olumsuz etkiler dikkati çekmeye başlamıştır. EB’ların tanınırlığı arttıkça sayıları 1600’leri aşan EB’lar tanımlanmıştır.</p> <p>Sanayi atıkları, hava kirliliği oluşturan maddeler gibi EB’lar sadece tek bir yolla organizmaya alınmayıp, kokteyl halinde alınması sonucunda edinilen maddelerin miktar ve dozları değişkenlik gösterebilir. Bazen endokrin bozucu etkinin ortaya çıkması için yıllarca süre geçmesi gerekebilir. Hem kişinin EB’lara maruz kaldığı zaman içerisindeki maruziyet miktar ve süresine bağlı olarak ortaya çıkabilecek somatik ve genetik zedelenmelerle gelecek yıllarda sağlığını önemli ölçüde etkileyebilmektedir. Bu arada EB’lar kalıtım yollarında genlerimizi etkileyerek gelecek nesillerin sağlığının bozulmasına da neden olabilirler.</p> <p>EB’ların hipotalamus, hipofiz, tiroid, adrenaller, gonadlar üzerine hem doğrudan anatomik hem de hormonal akslar üzerinden olan fizyolojik etkileri mevcuttur. EB’ların ayrıca nörotoksisite; kardiyovasküler ve metabolik yan etkileri mevcuttur. Kanser gelişimi üzerine de etkilerinden bahsedilmektedir.</p> <p>Sonuç olarak, EB’ların olumsuz etkilerinden korunabilmek için: EB’ların neler olduğunun bilinmesi ile organizmada verebileceği hasarlar ve bu hasarları ortaya çıktığı dozlar belirlenmedir. Ayrıca ortaya çıkan yan etkileri ortadan kaldırmak için yapılabilecek önlemler gözden geçirilmelidir. EB’ların olumsuz etkilerinden korunmak için alınması gereken toplumsal önlemler net bir şekilde tanımlanarak, uygulanacak mevzuat ve izlenecek yollar net bir şekilde belirlenmelidir. Bireylerin EB’lar konusunda eğitilmesi sağlanarak bir farkındalık düzeyi oluşturulmalı ve bu bilinç düzeyiyle hastaların kendi sağlıklarına yönelik birtakım önlemleri alması sağlanmalıdır.</p>2025-01-08T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 HALK SAĞLIĞI ARAŞTIRMA VE UYGULAMALARI DERGİSİhttps://hasaud.com/index.php/pub/article/view/54Gambiya'da anne ve bebek sağlığını koruma projesi2024-11-24T21:49:58+03:00Tanıl Kendirlitanilkendirli@hotmail.comCemal Koçakcemal_kocak@hotmail.comÖmer Erdeveomererdeve@yahoo.comAugusta Enehaugusta.eneh@gmail.comAbdoulie Keitaabdoulie.keita@hotmail.comGülşah Aynaoğlu Yıldızgulsahayna@gmail.comSalih Taşkınsalihtaskin@yahoo.comErgin Çiftçieciftci@ankara.edu.trElif Şifa Tanrıvere.tanriver@tika.gov.trUğur Tanyeliu.tanyeli@tika.gov.trHalil Özdemirdoktorhalil@gmail.comMustapha Bittayemustapha.bittaye@yahoo.comNecdet Ünüvarrektor@ankara.edu.tr<p>Gambiya'nın yüksek anne ve çocuk ölümleri açısından temel sorunları; sağlık tesislerinin yetersizliği, sağlık çalışanı sayısının azlığı, gebelik takibinin yetersizliği ve evde doğumlardır. DSÖ'ye göre; bebek ölüm hızı bin canlı doğumda 34,0, yenidoğan ölüm hızı ise binde 25,3'tür. Ölü doğum hızı bin doğumda 21,0, en az 4 kez doğum öncesi bakım alma sıklığı ise %78,5'tir. Anne ölüm oranı her yüzbin doğumda 458,2'dir. Hemşire/ebe sayısı onbin kişi başına 8,9'dur. Gambiya’nın başkenti Banjul'daki Edward Francis Small Eğitim Hastanesi'nde 5-9 Şubat 2024 tarihleri arasında doktor, hemşire ve ebelerden oluşan 30 kişiye eğitim kursu verildi. Ayrıca doğumhane, yenidoğan yoğun bakım ünitesi, pediatrik acil ünitelerinde ziyaretler yapıldı. Eğitimin ikinci ayağı 29 Temmuz-9 Ağustos 2024 tarihleri arasında Ankara Üniversitesi Cebeci Hastanesi'nde, Gambiya’dan gelen 14 kursiyerin katılımıyla gerçekleştirildi. Ülkemizdeki eğitim; poliklinik, yataklı servisler, doğumhane, ameliyathane, acil servis gibi alanlarda hasta bakımı gibi daha çok pratik uygulamalara yönelik yapıldı. Bu raporda; tespit ettiğimiz sağlık sorunlarını ve diğer sorunları, eğitim programını ve önerilerilerimizi anlattık. Her yıl eğitim programı yapmayı, ölüm hızları gibi sağlık kalitesi parametrelerini izlemeyi planladık. Projemizin ana hedefi anne, yenidoğan ve bebek ölümlerini azaltmaktır. Bunun sadece kısa bir eğitim programı olamayacağını, aynı zamanda altyapı, tıbbi ekipman ve insan gücü ile desteklenmesi gerektiğini biliyoruz.</p>2025-01-09T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 HALK SAĞLIĞI ARAŞTIRMA VE UYGULAMALARI DERGİSİhttps://hasaud.com/index.php/pub/article/view/56Bir hekim ebeveyn gözünden deneyim paylaşımı: Aşıya erişimde sorun var!2024-12-11T12:04:32+03:00Neriman Aydınneriman_aydin@yahoo.comMeryem Acele Akpekmeryemacele@gmail.com<p><em>“Halk sağlığı asistanı olarak görev yapmaktayım ve on dokuz aylık erkek bebeğe sahip bir anneyim. Bebeğimin bugüne kadar yapılması gereken Genişletilmiş Bağışıklama Programında yer alan aşıları evimize en yakın bağlı olduğumuz aile hekimliğinde aile sağlığı çalışanı tarafından yapıldı. Zamanı gelen aşılar için takip ederek aksatmadan götürdüm. Temmuz 2024’te, 18.ay aşılarını yaptırmadan bir hafta önce kuduz açısından riskli bir hayvan teması gerçekleşti. Bu sırada yaşadığımız il dışında tatil için bulunuyorduk. Kuduz aşılaması için hafta içi mesai saatlerinde ikinci basamak bir hastanenin acil servisine başvurduk. Kuduz aşılamasına başladık ve ilk dozu ile birlikte tetanos aşısı da yapıldı. İkinci doz kuduz aşısı için bu defa hafta sonu yine aynı hastaneye gittik ve aşısını yaptırdık. Aşılamanın devamında artık ikamet ettiğimiz şehre dönmüştük. Üçüncü dozu için hafta içi ama mesai saati dışında üçüncü basamak bir acil servisine başvurduk. Başvuruda bize mesai saatlerinde olmadığı için kuduz aşısının devamı olan dozları yapamadıklarını eğer ilk doz olsaydı ancak o zaman yapabileceklerini söylediler. Kuduz aşılama şemasına göre o gün yaptırmamız gereken dozu geciktiremeyeceğimiz için ikinci basamak başka bir acil servise başvurduk. Yine aynı şekilde ilk doz olmadığı için yapamayacaklarını söylediler. Ben ve eşim hekim olduğumuz için ısrarcı davranmamız sonucunda aşıyı yaptırdık.</em></p> <p><em>Kuduz aşısı ile birlikte tetanos aşısı yapıldığı için beşli karma (DaBT-İPA-Hib) öncesi sorgulama ihtiyacı hissettim. Bu amaçla yaptığım sorgularda kuduz aşısın ilk dozu ile birlikte Td yapıldığını öğrendim. Ben bu hatayı fark etmesem on gün arayla bebeğe tekrar beşli karma (DaBT-İPA-Hib) aşısının içinde tetanos aşısı uygulanacaktı. Fark ettikten sonra araya en az dört hafta koymamız gerektiği için 18. ay aşılarını 19. aya ertelemek durumunda kaldık.</em></p> <p><em>Evet aşı erişkin dozu çocuk dozundan daha düşük ve ciddi bir sorun yaratmayabilir. Ama bilgi ve bilgilendirme eksikliğinin yaratabileceği sorunlar geri dönüşü olmayan ciddi sonuçlar da doğurabilirdi. Hekim olmasam bu sorunların farkında bile olmayabilirdim.</em></p> <p><em>Ertelenen aşıları yaptırmak üzere kayıtlı olduğumuz Aile Sağlığı Merkezine başvurduğumuzda yapılması gereken aşılardan olan beşli karma aşısının bulunmadığını söylediler. Şehir genelinde hatta ülke genelinde aşının sayı olarak yetersiz olduğu belirtildi. Zaten bir ay geciktirmek zorunda kaldığımız aşının ne zaman geleceği belli olmadığını, gelince haber vereceklerini söylediler. Bunun üzerine aşıyı temin edebilmek için arayışa başladım. Hekim arkadaşlar, sağlık müdürlüğü gibi pek çok telefon görüşmesi sonucunda bir doz aşı bulmayı ve yaptırmayı başarabildik. Aşı bulmaya çalışırken yaptığım telefon görüşmelerinden, bazı sosyal mecralarda doktor gruplarında yapılan paylaşımlardan bu süreci yaşayan tek kişi olmadığımın ve ülke genelinde bazı aşıların tedarikinde aksaklıklar bulunduğunun üzülerek farkına vardım.”</em></p>2025-01-08T00:00:00+03:00Telif Hakkı (c) 2025 HALK SAĞLIĞI ARAŞTIRMA VE UYGULAMALARI DERGİSİ