HALK SAĞLIĞI ARAŞTIRMA VE UYGULAMALARI DERGİSİ
https://hasaud.com/index.php/pub
<p><strong>Halk Sağlığı Araştırma ve Uygulamaları Dergisi (ISSN: 3023 - 557X)</strong>, Halk Sağlığı Uzmanları Derneği tarafından yayınlanan hakemli bir dergidir.</p> <p>Dergi yılda 3 kez çevrimiçi olarak yayınlanmaktadır.</p> <p><strong>Halk Sağlığı Araştırma ve Uygulamaları Dergisi</strong>, halk sağlığını ilgilendiren tüm konu ve alanlardaki çalışmaların yayımlanmasını ve alandaki gelişmelerin ve yeni bilgilerin hızlı bir şekilde iletilmesi için bir ortam sağlamayı amaç edinmiştir.</p> <p>Dergi, açık erişimli, ulusal, çift kör hakemli bir dergidir.</p> <p><strong>Halk Sağlığı Araştırma ve Uygulamaları Dergisinde,</strong> Türkçe makaleler yayımlanmaktadır. </p> <p><strong>Halk Sağlığı Araştırma ve Uygulamaları Dergisi</strong>, yayın sürecinde herhangi bir makale işlem ücreti almamaktadır.</p>Halk Sağlığı Uzmanları Derneğitr-TRHALK SAĞLIĞI ARAŞTIRMA VE UYGULAMALARI DERGİSİ3023-557XHalk sağlığı ve sosyal sorumluluk çalışmaları
https://hasaud.com/index.php/pub/article/view/50
<p>Sosyal sorumluluk çalışmaları bireysel ve/veya kurumsal düzeyde sürdürülebilmektedir. Çalışmalarda birey ve toplum yararının sağlanabilmesi için karşılanması gereken bazı ilkeler vardır. Çalışmaların şeffaflığı, hesap verilebilirliği, izleme ve değerlendirme olanaklarının olması öne çıkan ilkeler arasındadır. Bu ilkeler halk sağlığının genel perspektifinin yanı sıra halk sağlığının bireye ve topluma yönelik hedefleri ile de uyumludur. Çalışmaların bilimsel bakış açısıyla da sürdürülmesi belirtilen ilkelerin karşılanmasına olanak sağlar. Bu makale içeriğinde sosyal sorumluluk çalışmalarının halk sağlığı içindeki yeri, dikkat edilmesi gereken konular ve birey ve toplum yararının sağlanması için önerilerin geliştirilmesi amaçlanmıştır.</p>Dilek Aslan
Telif Hakkı (c) 2024 HALK SAĞLIĞI ARAŞTIRMA VE UYGULAMALARI DERGİSİ
https://creativecommons.org/licenses/by-nc/4.0
2024-09-282024-09-2822576010.5281/zenodo.13840335Bedensel özerklik ve bütünlüğün cinsel sağlık ve üreme sağlığına etkisi
https://hasaud.com/index.php/pub/article/view/46
<p>Bu derleme makalesi ile cinsel sağlık ve üreme sağlığını bedensel özerklik ve bütünlük kavramları açısından incelemek, üreme adaleti ve önündeki engelleri vurgulamak amaçlanmaktadır. Bedensel özerklik ve bütünlük, tıp etiği ve hukuku açısından önemli kavramlardır. Bedensel özerklik, hastanın kendi kararlarını verebilme hakkını temsil ederken, bedensel bütünlük hakkı kişinin bedeninin fiziksel müdahalelerden arınmış olmasını ve bu konuda karar verebilme yetkisini korumasını sağlar. Bu ilkelere dayalı olarak bilgilendirilmiş onam doktrini ve hastanın özerkliğine saygı, modern tıp etiğinin temelini oluşturur. Kişinin özerkliği ve bütünlüğüne saygı, hekim ve hastanın birlikte hareket ederek karşılıklı rızaya dayalı bir karara varması gerektiğini vurgular. Bu süreçte kullanılan ‘Ortak Karar Alma’ modeli, hastaların yaşam deneyimleri ve toplumsal algıları dikkate alınarak bilinçli tercihler yapmasını sağlayan, klinisyenlerin hastalar ile en iyi kanıtları paylaştığı ve hastaların bilinçli tercihlere ulaşmalarını desteklediği bir yaklaşımdır. Üreme adaleti kavramı ise bedensel özerklik, çocuk sahibi olma veya olmama hakkı ve çocuklarına güvenli bir ortamda ebeveynlik yapma hakkını içermektedir. Üreme adaleti mücadelesi, 1960’lardan bu yana sağlık hizmetlerinde ve toplumsal alanda sistematik eşitsizlikleri ele alarak kadınların ve kız çocuklarının yaşamın her alanında özgürce karar verebilmelerini hedefler. Ancak, ataerkil güç sistemleri ile beslenen toplumsal cinsiyet ayrımcılığı ve ırk, cinsel yönelim, yaş, engellilik vb. diğer ayrımcılık biçimleri, bu hakların önündeki engelleri oluşturmakta ve kadınların ve kız çocuklarının bedenleri üzerinde kontrol sahibi olamamalarına dolayısıyla da özerkliklerini sürdürememelerine neden olmaktadır. Bu bağlamda, bedensel özerklik ve bütünlük haklarının güvence altına alınması, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın hakları mücadelesinde temel adımdır.</p>Onur TopçuPınar Okyay
Telif Hakkı (c) 2024 HALK SAĞLIĞI ARAŞTIRMA VE UYGULAMALARI DERGİSİ
https://creativecommons.org/licenses/by-nc/4.0
2024-09-282024-09-2822616910.5281/zenodo.13840341Kanser tarama programlarının aktifleştirilmesi ve kanser farkındalığının artırılması: Yerel düzeyde halk sağlığı saha uygulaması örneği
https://hasaud.com/index.php/pub/article/view/44
<p>Ülkemizde, Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) önerdiği üç kanser türünde tarama yapılmaktadır; meme, serviks ve kolorektal kanserler. Ekim ayı DSÖ tarafından 2004 yılından itibaren meme kanserinde erken tanının önemi ve meme kanseri farkındalığının vurgulanması amacıyla “Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı” olarak belirlenmiştir. Bu kapsamda 1-31 Ekim 2023 tarihlerinde Eyüpsultan İlçe Sağlık Müdürlüğünde çalışan bir diyetisyen, bir stajyer diyetisyen, en az bir ebe/hemşire, en az üç hekim ve intörn hekimlerden oluşan sağlık ekibi tarafından Eyüpsultan’ın 29 mahallesinde saha uygulaması hayata geçirilmiştir. Saha uygulaması çok paydaşlı ve yapılandırılmış olmakla birlikte, halk sağlığı ilkeleri ve politikaları doğrultusunda, meme kanseri başta olmak üzere serviks ve kolorektal kanserler ile ilgili tarama programlarının aktifleştirilmesini ve kanser farkındalığının artırılmasını amaçlamaktadır. Uygulama kapsamında üç temel unsur belirlenmiştir: Saha uygulamasına dayalı girişimler, halka yönelik bilinçlendirme ve sağlık çalışanlarına yönelik bilgilendirme. “Sağlıklı Yaşam Aracı”na dönüştürülen bir araç ile yürütülen saha çalışmasında meme, serviks ve kolorektal kanserler hakkında halka yönelik sağlık eğitimi çalışmalarının yanı sıra sağlık ekipleri tarafından serviks ve kolorektal kanser tarama hizmeti sunulmuştur. Ayrıca boy ve kilo ölçümleri ile vücut yağ analizi, sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivite danışmanlığı sağlanmıştır. Söz konusu faaliyetler ile kanser tarama sayılarında ciddi bir artış gözlenmiştir. Serviks kanseri tarama sayıları ekim ayında bir önceki aya göre 4 kat artarak ilçemiz İstanbul’da ekim ayında en fazla kanser taraması yapılan 3. ilçe olmuştur. Kolorektal kanser tarama sayısı ekim ayında bir önceki aya göre 9 kat artmıştır. Bu süreçte yürütülen çalışmalar; halk sağlığına ilişkin yürütülen toplum tabanlı taramalarda ve koruyucu sağlık hizmetlerinde; yerel iş birliklerinin, tüm paydaşların sürece dahil edilmesinin, toplum katılımının, ilçenin kanaat önderlerinin dikkatlerinin konuya çekilerek sürece katılımlarının sağlanmasının, toplum katılımını artırabilecek oyunlaştırma ve ödüllendirme mekanizmaları ile dijital teknolojilerin etkin kullanımının oldukça önemli olduğunu göstermektedir.</p>Şeyma HalaçErcan Kulak
Telif Hakkı (c) 2024 HALK SAĞLIĞI ARAŞTIRMA VE UYGULAMALARI DERGİSİ
https://creativecommons.org/licenses/by-nc/4.0
2024-09-282024-09-282210210610.5281/zenodo.13840701Bir üniversitenin hemşirelik ve fizik tedavi ve rehabilitasyon bölümü öğrencilerinin obezite ile ilgili önyargılarının belirlenmesi
https://hasaud.com/index.php/pub/article/view/25
<p>Sağlık çalışanlarının obez kişiler üzerindeki ön yargı durumu halk sağlığı açısından sağlık eşitsizlikleri başta olmak üzere sağlık hizmetlerinde sorunlara neden olabilmektedir. Bu kapsamda çalışmamızda hemşirelik ve fizyoterapi ve rehabilitasyon bölümü öğrencilerinin obezite önyargı düzeyini belirlemek ve obezite ön yargı durumunu etkileyen etmenlerin saptanması amaçlanmıştır. Kesitsel tipte olan çalışmanın evrenini 2022-2023 yılında bir üniversitenin hemşirelik ve fizyoterapi ve rehabilitasyon bölümlerinde öğrenim gören son sınıf öğrencileri oluşturmuştur. Çalışmada tam sayım yöntemi uygulanmış olup, evrenin %83,6’sına ulaşılmıştır. Veri toplama aracı olarak anket kullanılmıştır. Öğrencilerin ön yargı durumları GAMS-27 ölçeği kullanılarak belirlenmiştir. Verilerin analizinde SPSS 17 istatistik paket programı kullanılmış olup istatistiksel anlamlılık düzeyi p<0,05 anlamlı olarak kabul edilmiştir. Çalışmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 22,96 ± 3,12 yıldır. Öğrencilerin %77,7’si kadındır. Öğrencilerin %53,5’i fizik tedavi ve rehabilitasyon, %46,5’i hemşirelik bölümünde öğrenim görmektedir. GAMS-27 obezite ön yargı ölçeği toplam puan ortalaması 78,1 ± 11,91 olup, kesme noktalarına göre öğrencilerin %54,1’i obeziteye karşı ön yargıya eğilimli, %27,7’si obeziteye karşı ön yargılı ve %18,2’si obeziteye karşı ön yargısız bulunmuştur. Obezite ön yargısı ile cinsiyet (p<0,05), obez bireylere karşı önyargılı olduğunu belirtme (p<0.001) ve aile bireylerinde fazla kilolu/obez birey olma (p<0,05) arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmıştır. Yapılan çoklu analizle değerlendirildiğinde ise erkeklerde ve aile bireylerinde fazla kilolu/obez birey olmayanlarda obez bireylere yönelik ön yargı daha yüksek olarak saptanmıştır. Bu çalışmada bir üniversitenin hemşirelik ve fizyoterapi ve rehabilitasyon bölümlerindeki son sınıf öğrencilerinin çoğunluğunun obezite ile ilgili ön yargıya eğilimli olduğu belirlenmiştir. Çalışmamızın mevcut durumun değerlendirilmesine ve bu alandaki ihtiyaçların belirlenmesine fayda sağlayacağı düşünülmektedir.</p>Batuhan HorasanSelma Karabey
Telif Hakkı (c) 2024 HALK SAĞLIĞI ARAŞTIRMA VE UYGULAMALARI DERGİSİ
https://creativecommons.org/licenses/by-nc/4.0
2024-09-282024-09-2822707710.5281/zenodo.13840349Taksi şoförlerinde gündüz uykululuğu prevalansı ve trafik kazaları ile ilişkisinin değerlendirilmesi
https://hasaud.com/index.php/pub/article/view/48
<p><strong>Amaç:</strong> Uykululuk, motor ve bilişsel performansa olumsuz etkisi olan bir durumdur. Bu çalışmada taksi şoförlerinin sosyodemografik özellikleri ve çalışma koşullarının gündüz uykululuk durumlarına olan etkisini ve trafik kazaları ile gündüz uykululuğu arasındaki ilişkiyi ortaya koymak amaçlanmıştır. <strong>Yöntem:</strong> Kesitsel tipteki araştırmaya 160 taksi şoförü katılmıştır. Katılımcıların sosyodemografik özelliklerini, çalışma koşullarını, sağlıklı yaşam davranışlarını, beden kitle indeksini (BKİ), daha önce geçirdikleri trafik ve iş kazalarını, algılanan sağlık durumlarını sorgulayan soru formu, Eppworth Uykululuk Ölçeği (EUÖ) ve Genel Sağlık Anketi (GSA)-12 kullanılmıştır. İstatistiksel olarak tanımlayıcı ve tek yönlü analizlerin yanısıra korelasyon ve lineer regresyon analizleri yapılmıştır. <strong>Bulgular:</strong> Şoförlerin tamamı erkeklerden oluşmaktadır ve yaş ortalamaları 44,9±10,9’dur. Şoförlerin %88’i algılanan sağlıklarını iyi-çok iyi olarak değerlendirmiştir. Trafik kazası geçirenlerin sıklığı %66,2, iş kazası geçirenlerin sıklığı %68,1’dir. EUÖ puanların ortalaması 2,7±2,4’tür. EÜO puanları ile alkol tüketim miktarları, trafik kaza geçirme sayıları, iş kazası geçirme sayıları, gece çalışma sayıları, BKİ ve GSA-12 puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı korelasyonlar bulunmuştur. Sırasıyla korelasyon katsayıları 0,19, 0,26, 0,27, 0,27, 0,30, 0,30 olarak saptanmıştır. EUÖ puanı ortalaması kaza geçirenlerde 3,10±2,66, geçirmeyenlerde 1,96±1,75 olarak bulunmuştur (p=0,007). <strong>Sonuç:</strong> Bu araştırmada gündüz uykululuğu ile trafik kazası geçirme ilişkili bulunmuştur. Ayrıca şoförlerin çalışma koşulları ve sağlıklı yaşam davranışları uykululuk üzerine etkilidir. Şoförlerin çalışma saatlerinin düzenlenmesi ve sağlıklı yaşam davranışlarının teşviki gibi önlemlerle gündüz uykululuğunu azaltmak olasıdır. Bu aynı zamanda trafik kazaları ve iş kazalarının azalmasını sağlayabilir.</p>Çiğdem ÇağlayanBayram MercimekUtku UrganSibel Kıran
Telif Hakkı (c) 2024 HALK SAĞLIĞI ARAŞTIRMA VE UYGULAMALARI DERGİSİ
https://creativecommons.org/licenses/by-nc/4.0
2024-09-292024-09-2922788610.5281/zenodo.13840362Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi ve FTR son sınıf öğrencilerinin sağlıkta teknoloji kullanımı konusunda bilgi düzeyleri
https://hasaud.com/index.php/pub/article/view/49
<p>Bu araştırmanın amacı, Dokuz Eylül Üniversitesinde (DEÜ) 2022-2023 eğitim yılında öğrenim gören Tıp ve Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon (FTR) fakülteleri son sınıf öğrencilerinin Sanal Gerçeklik (SG), Sağlıkta Teknoloji Kullanımı (STK) ve Etik Sorunlar (ES) konusunda bilgi düzeylerini ve etkileyen etmenleri saptamaktır. Veriler yüz yüze görüşmelerle toplanmıştır. Araştırmanın evrenini DEÜ FTR ve Tıp Fakültesi 2022-2023 son sınıf öğrencileri oluşturmaktadır. DEÜ Tıp Fakültesi son sınıf öğrenci sayısı 260, FTR Fakültesi 160’tır. Araştırmanın evreni toplam 420 öğrencidir. Araştırmada örnek seçimi yapılmayıp evrenin tamamına ulaşmak hedeflenmiştir. Çalışmada Tıp Fakültesi son sınıf öğrencilerinden 167 kişiye (%64), FTR fakültesi son sınıf öğrencilerinden ise 75 kişiye (%47) ulaşılabilmiştir. Toplamda ulaşılabilirlik oranı 242 öğrenci ile %58’dir. İstatistiksel analizler IBM SPSS 27.0 programı ile yapılmıştır. Araştırmada öğrencilerin sadece %23,6’sının yeterli bilgi düzeyine sahip olduğu saptanmıştır. Kız öğrenciler ve erkek öğrenciler arasında yeterli bilgi düzeyine sahip olmada (sırasıyla %29’a %17) anlamlı fark bulunmuştur (p<0,05). FTR ve tıp öğrencileri arasında yeterli bilgi düzeyine sahip olmada istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur (sırasıyla %45’e %14). Lojistik regresyon analizine göre tıp fakültesinde okumak STK, SG ve ES konularında yeterli bilgi düzeyine sahip olmama riskini 2,97 kat (%95 GA 1,5-6,0) ve SG uygulamasını sağlık alanında görmemek 5,18 kat (%95 GA 2,5-10,6) arttırmaktadır. Tıp öğrencilerinde SG ve ES hakkında; FTR öğrencilerinde STK ile ilgili eksiklikler saptanmıştır. Bu eksik bilgilerin nedeni müfredat ve staj uygulamalarında bu teknolojilere uzak kalmak veya salt o mesleğe özgü teknolojilerin öğretilip kullanılması olabilir. Bu nedenle tıp ve FTR öğrencilerine sağlık hizmetlerinde kullanılan sağlık teknolojileriyle ilgili daha kapsamlı eğitim verilmesi önerilmektedir.</p>Gonca Gül ÖzdemirBülent Kılıç
Telif Hakkı (c) 2024 HALK SAĞLIĞI ARAŞTIRMA VE UYGULAMALARI DERGİSİ
https://creativecommons.org/licenses/by-nc/4.0
2024-09-282024-09-2822879710.5281/zenodo.13840689Türkiye'de il sağlık müdürü ve halk sağlığı hizmetleri başkanının halk sağlığı uzmanı olma durumu: Kısa rapor
https://hasaud.com/index.php/pub/article/view/36
<p>Halk sağlığı uzmanlığı eğitimi, İl Sağlık Müdürlüğü ya da Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığı dahil olmak üzere sağlık hizmeti sunan tüm sağlık kurumlarında yönetici olarak görev alabilecek özellik ve nitelikte uzman hekim yetiştirmeyi amaçlamaktadır. Halk sağlığı uzmanları bu kurumlarda yönetici olarak çalışabilirken ayrıca araştırmacı, danışman ya da doğrudan hizmet sunan hekimler olarak da görev alabilmektedir. Bu tanımlayıcı çalışma da il sağlık müdürlüklerinin kurumsal internet sitelerinde mevcut olan İl Sağlık Müdürünün ve Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanının tanımlayıcı bilgileri değerlendirildi. Verilerin analizinde Office 2016-Excel programı kullanıldı. İl Sağlık Müdürlerinin %97,5’i (n=79) erkektir. Unvanlarına göre %43,3’ü (n=35) uzman hekim ve %42’si (n=34) pratisyen hekim ve kalan %14,7’si (n=12) ise öğretim üyesidir. Tüm müdürler arasında uzmanlık alanlarına göre %9,9 (n=8) ile ilk sırada Acil Tıp uzmanlığı bulunmaktadır. Yalnızca bir ilde, il sağlık müdürünün halk sağlığı uzmanı (Dr. Öğretim Üyesi) olduğu tespit edilmiştir. Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlarının %75,3’i erkektir. Unvanlarına göre %60,5’i (n=49) pratisyen hekim ve %32,1’si (n=26) uzman hekim, %5’i (n=4) öğretim üyesi ve 1’i diş hekimi 1’i ebedir. Tüm başkanlar arasında, uzmanlık alanlarına göre %13,6 (n=11) ile ilk sırada Halk Sağlığı uzmanları bulunmaktadır. 11 halk sağlığı uzmanının (2’si PhD) 1’i Doç. Dr., 1’i Dr. Öğr. Üyesidir. İl Sağlık Müdürü ve Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlarının çoğunlukla pratisyen hekim olduğu görülmüştür. Halk sağlığı uzmanlarının çalışma alanları dışında görevlendirilmeleri önlenmelidir.</p>Esra ÇiçekMahmut Talha Uçar
Telif Hakkı (c) 2024 HALK SAĞLIĞI ARAŞTIRMA VE UYGULAMALARI DERGİSİ
https://creativecommons.org/licenses/by-nc/4.0
2024-09-282024-09-28229810110.5281/zenodo.13840697